18 Aralık 2008 Perşembe

Bir Sektör Kayboluyor mu?


Krizin etkisinin 2009 yılında neler olacağını tam olarak tanımlayamasam bile iş yaşamında bazı noktalarda ciddi değişikliklere sebep olduğu ve önümüzdeki yıllarda da etkisinin olacağı kesin. İşte bu etkinin bir bacağını da özellikle pazarlama yapmayı, yeni enstrümanları çok iyi geliştirmeyi bilen yatırım bankacılığı sektöründe görüyoruz. Özellikle ürün ve marka arasındaki ilişkiyi çok iyi kullanan bir sektör bugünlerde artık geleceği açısından sorgulanıyor. Bu konuda değerli dostum Finansman ve Yatırım Danışmanı Namık Kemal Kemer’in dün gönderdiği bir yazıyı aynen yayınlıyorum. Biz iletişimciler ve pazarlama dünyası içinde olanlar için bir sektörün nasıl ortadan kalkabileceğini görebilmemiz ve ipuçlarını piyasalardan gözlemleyebilmemiz açısından okumakta fayda var.

2000'li yıllar yatırım bankalarının şahlandığı dönemlerdi. 2008 yılı başında beş bağımsız Yatırım Bankası faal halde iken krizden sonra sadece Goldman Sachs ve Morgan Stanley kaldı. Lehman Brothers iflas etti, Merrill Lynch rakibi Bank of America tarafından kurtarıldı. Bear Sterns Bankasının da JP Morgan tarafından devralınması ile bağımsız yatırım bankalarının geleceği sorgulanmaya başladı. Goldman Sachs ve Morgan Stanley'in de bağımsız olarak ayakta kalabileceği konusundaki şüpheler yoğunluk kazanmaktadır. Krize rağmen hala dünyanın en büyük ve en etkili ekonomisine sahip olan A.B.D. de krize neden olan yatırım bankalarının aşırı riskli türev enstrümanlarının olumsuz etkileri sona ermedikçe şüpheler de devam edecektir. Halen bütün piyasalar; "Meltdown" etkisinin ne zaman sona ereceğini , piyasaların ne zaman dip noktaya ulaşacağını, ne kadar zaman alacağını ve neticesinde yukarı doğru olumlu beklentilerin ve güvenin yeniden oluşacağını merak etmektedir.

Krize esas teşkil eden A.B.D. yatırım bankalarının tanımlamaları ve işlevselliği, 1933 tarihli Glass-Steagall Act ile düzenlenmiştir. 1933 tarihli düzenleme, 1999 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve yerine Gramm-Leach-Bliley düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenleme ile bankacılık kurumlarının daha geniş perspektif ile hizmet verebilmesi uygun hale getirilmiştir.

2000 yılı başından itibaren , denetimsizlik, para kaynaklarının bolluğu, finansman maliyetinin düşüklüğü, fiktif talepler nedeniyle Yatırım Bankaları kendilerine elverişli iş ortamları ve piyasalardaki "sürdürülemez" talep nedeniyle yüksek karlar yazdılar. Bu kriz nedeni ile A.B.D. de ve dünyada kabul gördüğü üzere, sıkıntıların kaynağı olarak tek başına yatırım bankalarının hırsı değil, aşırı serbestlik ve denetimsizlik de gösterilebilir. Yaşanan finansal krizin etkisi ile artık dünyada yatırım bankacılığı tek başına bir iş modeli olmaktan çıkmıştır. Yatırım Bankacılığının bundan sonra mevduat ve ticari bankaların himayesinde faaliyette bulunması sektörde öngörülmektedir.

Bankalar artık yatırım bankacılığı faaliyetlerini bireysel, özel ve kurumsal iş kolları ile birleştireceklerdir. İçinde bulunduğumuz zamanlar tek iş koluna sahip finans kurumları için zor dönemlerdir ve kredi kartı şirketleri, toksik kağıtları sigortalayan şirketler ve yatırım bankaları için kısa vadede iyi haberlerin duyulma olasılığı düşüktür. Kısa vadede bankalar sahip oldukları kaynakları plase etmeye devam edeceklerdir. Yeni dönemde gerçekleşecek plasmanların tabi olacağı faiz oranları daha yüksek ve krediler için aranan taşınır ve taşınmaz teminatların derecesi ve miktarı yükselecektir. Bu durumda reel sektör ve işletmeler de yüksek faiz ve artan teminatlar ile karşı karşıya geleceklerdir.

Hiç yorum yok: