19 Haziran 2020 Cuma

Verimliliğin Paraziti: Dijital Tükenmişlik!

Başlığın ilk iki kelimesini öncelikle tanımlamakta fayda var. Tersten başlayalım. Parazit sözlük tanımı ile bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizma. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabiliyorlar. Bu tam bir sözlük tanımı. Hepimiz için gayet net. Verimliliği tanımlayalım. 


Verimlilik çıktı ile girdi arasındaki temel ilişki arasındaki dengede yatıyor. Temel çıktı seviyesiyesini daha az girdi ile sağlayabilmek denklemin birinci şekli. İkinci şekli ise aynı girdilerle daha fazla çıktı elde elde etmek. Bunları yaparken kendinize bir referans noktası da alıyorsanız o zaman ne kadar verimli olup olmadığınızı daha net görebilme şansınız oluyor. Diğer taraftan çıktı seviyesi değişmese bile, genelde daha az emek, kaynak, zaman, para, enerji harcamak asıl hedef oluyor. Malum hepimiz dünyadaki kaynakların belirli bir sınırı olduğunu farkındayız. Bu dürtü ile bir verimlilik peşinde olmasak bile daha fazla kar elde etmek için verimlilik üzerine kafa yoruyoruz.
Günümüzde ise verimliliğin birinci koşulu dijitalleşmeden geçiyor. Buna kimsenin temel bir itirazı olduğunu düşünmüyorum. Rekabetçi üstünlük tam da bu çağda dijitalleşmeden geçiyor. İşini dijital dünyaya uyumlayanlar kalıcı bir gelecek için kendilerini en azından bir süre daha sigortalamış oluyorlar. Uymayanlar için hiçbir şey dememe gerek yok. Onları zor ve sonu belli günler bekliyor. Her şekilde şu anı ve geleceği kolaylaştıracak dijitalleşmenizde ya da diğer şekliyle dijital dönüşümünüzde muhemelen birçok şeyi doğru yapıyorsunuz diye varsıyorum. Ama kesinlikle bir şey dışında.
Günümüzdeki işletmelerin bir çoğu sadece ve sadece modaya uymak için bir dijital dönüşüm araçlarını hiçbir strateji olmadan alıp kullanıyor. Gerçi konumuz bu değil sadece dijital strateji konusu ayrı bir kaç blog yazısı olacak kadar önemli. Bu dijitalleşme sevdalısı olup herşeye saldıran ve herşeyi uygulamaya çalışan şirketlere sesleniyorum. Yazılım envanterinize daha gelişmiş dijital araçlar ekledikçe, çalışanlarınız yeni öngörülerin kilidini açma kabiliyetini, iş modelinizi geliştirme, müşterilerinizin ihtiyaçlarını daha iyi karşılama ve daha birçok şeyin potansiyelini geliştirecekler. Burada yeni yetenekler kazanacaklar. En azından böyle olma ihtimalleri yükselecek.

İşletmlerin farkıdan olmadığı bir detay var; İş gücünüzü rahatsız eden bir şey: Dijital Tükenmişlik. Bir çeşit verimlilik paraziti!

Özellikle iş stresinin yoğun olduğu ve iş yükünün ağır olduğu yerlerde çalışan kişilerde oldukça yaygın olan tükenmişlik için: kişiyi bedensel ve ruhsal olarak zorlayan, bir duruma, koşula uzun süre maruz kalınması sonucu ortaya çıkan tükenme durumu da diyebiliriz. Kişisel tükenmişliğin dijital hali bu tanımı içerse de bir nebze farklı. 
Dijital Tükenmişlik için en net tanımı şu şekilde yapmak mümkün. Aynı anda çok sayıda dijital araç, yazılım ve uygulama kullanması gereken insanlar arasında meydana gelen zihinsel tükenme ve ayrılma durumu. Burada kasettiğim çok basit anlamı ile birinin bilgisayar ekranı karşısında bir iş yaparken cep telefonunda whatsapp mesajlarına bakması veya cevaplaması değil. İşletmelerin hiçbir bütünsellik ve strateji olmadan sadece verimlilik, üretkenlik ve performans adına şirkete alınan ve şirketi yazılım çöplüğüne çeviren onlarca kurumsal yazılımda ve yazılımlar arasında işletmelerin ve çalışanların yaşadığı süreçlerden bahsediyorum. 
Yapılan çok çeşitli araştırmalar var. Bunlardan bazıları orta ve büyük ölçekli işletmelerde en minimumda üçyüzden fazla kritik görev uygulaması olduğu belirtiyor ki bunun içine üretim ile ilgili detaylar katıldığında bu sayılar binli rakamların üzerine çıkıyor. Bunların hepsi de önemli ama bir o kadar da rutinleşebilen görevler. Tüm bu kritik görevler çin farklı farklı yazılım ve uygulamalar ise normalde ancak 13 - 15 arasında yetkinliği kaldırabilen insan iş gücü için bir süre sonra tüketici ve yorucu olmaya başlıyor. Çok çeşitli ekranlar, çok çeşitli teknolojiler çalışanları yoruyor hatta tüketiyor. Hele bunlar arasında veri alışverişinin de çok önemli bir sıkıntı olduğu ve bunları birbiri ile konuşturulması gerektiği düşünüldüğünde çalışanlar için dijital dünya tam bir kabusa dönüşmeye başlıyor. “Dijital Tükenmişlik” sadece bununla da sınırlı değil! Ya da sadece tek sebebi buraya kadar yazdıklarım değil.

Bir İşlem Yaparken Kaç Adım ve Kaç Saniye!

İşletmelerde dijital dönüşüm için yapılan işlerde atlanan çok önemli bir detay var. Bir işin yapılması için gerekli adım sayısı ve bu iş veya proses için ayrılan zaman yani işin yapılma süresi. Bu işin ideali ne peki? Bir işlem için 5 - 7 adımı ve 70 saniyeden fazla zamanı geçmemek. Dünya ortalaması ise yine yapılan araştırmalar çok ciddi vahim bir tablo ortaya koyuyor. Bir çalışanı işe alma, performansını yönetme, satış tahminleri yapma, giderlerin işlenmesi, CRM kayıtları, bilgi güncelleme gibi çok temel konularda bile ortalama 26-30 adımda ve minimumda 3-4 dakika gibi sürelerde işlemlerin yapılabildiğini söylüyor. Bir düz mantık ile kaybedilen zamanı hesapladığınızda işletmenizin ne kadar zarar ettiğini görebilirsiniz. Buna daha önce söylediğim gibi verilerin alışverişi, yazılımlarınızın birbiri ile kpnuşturulması için harcanan kaynak ve emekleri hiç eklemiyorum. Bir de bunların üzerine bu işlerin yapıldığı ekranların tek düze, tasarımsız, sıkıcı olduğu gerçeğini de eklerseniz çalışanlar için durum iyice çekilmez bir hal alıyor. İşin ilginç yanı ise bu durumu şirketlerin üst yönetimlerinin asla anlamaması ve bilmemesi. Çünkü onlar sadece rapor ekranlarına bakıyor. Bu ekranlar ise genelde bir iki tıklama ve tuş girişi ile erişebilecekleri şekilde oluyor. Çalışanın bıkkınlığı ve yaşadığı kayıplar göz ardı ediliyor. Aslında size verimlilik getirecek sistemler bir süre sonra işletmenizin omurgasına yapışmış birer parazit gibi her gün sizin gücünüzü çalıyor ve görünmeyen giderlerinizin artmasına sebep oluyor.
Özetle işletmenizin sırtında bir parazit haline gelecek olan Dijital Tükenmişliğin tek çaresi bütünleşik yazılım ya da platformlar kullanmaktan geçiyor. Hatta bununla da kalmıyor bu yazılımların, platformların süreç bazlı olması ve bu süreçlerin istendiği gibi modifiye edilmesi imkanının otomatik gelmesi hemen hemen her işletmenin yakalandığı Dijital Tükenmişlik sendromunun en önemli tedavisini oluşturuyor. Dijital hastalıklara yakalanmadan tedbir almanızın önemini ve hastalıklara yakalandıysanız ise de hem tedbiri hem de tedaviyi uzaklarda aramamanız gerektiğini vurguluyorum. Kalın dijital dönüşümle!
Workcube Ürünleri ile İlgili Detay Bilgi Almak için Lütfen Tıklayınız: www.workcube.com

Hiç yorum yok: