19 Ekim 2010 Salı

Advertainment! Zapping’in İlacı mı?

Hani neredeyse başlıkta hiç Türkçe kelime yok gibi. Neyse ki bir tane var. İşin gerçek tarafı şu: pazarlama ile ilgili terimler ve kuramsal gelişimlerin çoğu Amerikalılar tarafından literatüre kazandırılıyor. Bu sebeple terimler İngilizce. Terim neyse aynen o şekilde kullanılıyor. Üzücü tarafı ise; ne yazık ki biz de bunları kendi dilimize tam çeviremediğimiz için ucube bir pazarlama lisanımız oluşuyor. Hani pazarlama yerine marketing dendiğinde daha havalı hissediyor oluşumuz gibi. Evet bir başlıktan nerelere geldim ama konuyu dağıtmayayım ve esasa geleyim.

Benim çocukluğumda haftanın her günü televizyon yayını yoktu. Yayın akşam 18:00 gibi başlar, gece yarısında ise biterdi. Sonra zaman içinde yayın haftanın her gününe yayıldı. Arkasından hafta sonları sabahtan itibaren siyah beyaz camın önüne oturmaya başladık. Zamanla bazı filmleri renkli izler olduk. Tabi renkli TV alıcısına sahip olanların ayrıcalığı idi bu. Zamanla yayın kalitesi ve çeşitliliği arttı. Bakın sırası ile hangi televizyon kanalları hayatımıza frekans açtı.

(Star TV) Magic Box Logosuyla-26 Mayıs 1989-5 Mayıs 1990; Star 1 - 5 Mayıs 1990; Flash TV- 15 Ocak 1992; TeleON - 27 Ocak 1992; SHOW TV - 1 Mart 1992; HBB - 8 Ekim 1992; Kanal 6 - 4 Ekim 1992; BRT - 5 Kasım 1992; Samanyolu TV - 13 Ocak 1993; TGRT - 22 Nisan 1993; ATV - 22 Temmuz 1993; CİNE5 - 20 Eylül 1993; Kanal D - 19 Aralık 1993; Kanal 7 - 27 Temmuz 1994; Kral TV - 16 Ağustos 1994; NTV - 10 Kasım 1996.

Sonrasını ben hatırlamıyorum. Hatırlayan ve kaydını tutan var mı? onu da bilemiyorum. Bugün ulusal, yerel ve hatta uyduyu sayarsak binlerce televizyon kanalı var. Bizler artık istediğimiz kanalı seçebiliyoruz. Ama en önemlisi uzaktan kumanda aleti çıktığından beri hayatımızda yeni bir kavram var. ZAPPING !

Niye bununla tanıştık? Haklı olarak TV kanallarının gelirlerinin çok büyük bir kısmı reklamdan geliyor. Reklamlar yayın akışının kaçınılmaz parçası. Biz ise bir süre sonra reklamları izlemekten sıkıldık. Bu sıkıntının neticesinde elimizde kumanda kanallar arasında çok hızlı bir gezintiye çıkar olduk. Sadece reklamlara mı tepkimiz? Tabi ki hayır. Beğenmediğimiz bir program mı var? Bas tuşa değiştir kanalı. Kısacası zapla!

Zaplamak izleyici için güzel hoş ama peki reklam veren ya da TV Kanalı için ne anlam ifade ediyor? Hiç de hoş değil tabi ki. Çünkü TV Kanalları gün geçtikçe reklam verenlerin reklam kuşaklarından elde ettiği neticenin verimli ve hedefine ulaştığını anlatmak da zorlanıyor oldular. Bu sebeple reklamı izlettirecek birçok teknik icat ettiler ve yenilikleri bulmaya devam ediyorlar. Reklam kuşağı ön tanıtımları, dizi veya filmin son saniyesi öncesi reklam kuşağı girme, tanıtıcı reklamlar (bu tanıma çok gülüyorum. Bir de ekranın köşesine yazıyorlar ya daha da komik oluyor. Tanıtıcı olmayan reklam var mı ki? ) gibi alternatifleri gündeme getiriyorlar. Ama izleyici daha da çok sıkılıyor. Bunun farkındalar mı acaba? Zannetmiyorum.

İşin çözümü yine yaratıcılıktan geçiyor. Bu yaratıcılık doğal olarak reklam ajansları tarafında oluşan bir yaratıcılık. Amaç bu zaplama eğilimi ile baş edebilmek. Bu sebeple reklamı seyrettirebilecek şekilde reklam senaryoları yazılmasına özen gösteriliyor. Eğlence reklamda bir parça olmaya başlıyor. Reklamla eğlence arasındaki çizgi gittikçe keskin hatlarından uzaklaşıyor ve birbirinin içine çok yaklaşıyor. Kısacası hayatımıza yeni bir terim geliyor. Eğlendiren reklamlar yani advertising (reklam) ile entertainment (eğlence) kelimelerinden türeme Advertainment! Reklamlara bir de bu gözle bakın bakalım. Hangisi size sıkıcı geliyor? Hangisi sizi eğlendiriyor ve ekranda reklam kuşağı başında sizi tutuyor?

Olgar Ataseven
Marka ve İletişim Danışmanı
olgarataseven@yahoo.com

Hiç yorum yok: